TV ve Sinema
Cem Yılmaz Komedi Filmi Yapmasın Diyen?
Cem’e herhangi bir düşmanlığım yok, bilakis Türkiye’de emsali olmayan bir komedyendir. Stand-uplarında gülmekten dolayı bir hafta kendine gelemeyen, reklamlarını izlerken “tekrar hangi kanalda çıkıyor, yine izlesem” diyen benim. Magazin programlarında her görüşümde oturup doğal hallerini seyrederek neşelenen ve hazırcevaplılığı ile yerlere yatan yine benim.
Ama geçen izlediğim Yahşi Batı’dan sonra vardığım kanaat şudur: Cem Yılmaz bence stand-up yapsın, reklam çeksin, NTV Spor’da Rıdvan’la spor programı yapsın, Canım Ailem’de ciddi bir adamı canlandırsın, magazin programlarında olur olmaz yerlerde sobelensin, sadece o neşeli kahkahasını atsın, ama lütfen artık komedi filmi yapmasın. Zekidir, başarılıdır, çekemeyeni çoktur. Doğru, ama ne yazık ki ortada bir gerçek var, o da çektiği komedi filmlerinin aslında pek de başarılı olmadığı konusudur. Yani “kral çıplak”tır.
Esprileri anlamadığımı mı söyleyeceksiniz, hayır, emin olun tüm esprileri yakaladım, evet tek başlarına çok komikler. Ancak sahnenin ağırlığında Cem’le birlikte çok komik gelmiyorlar. Çok zorladım gülmek için kendimi, ama gülemedim. Espriler arkadaş ortamında söylendiğinde yerlere yatılabilir, gülmekten kasıklarımıza kramp girebilir, ama bu filmde (ve Arog’ta) çıtayı aşamıyorlar.
Açıkçası Cem Yılmaz’ın güçlü bir lobisi var, filmin başarısızlığını dillendirebilene de pek rastlamış değilim, arada cılız sesler duyuluyor o kadar. Ancak alttan alttan duyduğuma göre “kral çıplak” diyor herkes. Bu bir gerçek. Zorla gülmeye gerek yok, gülüyormuş, kahkahadan gözleri yaşarıyormuş gibi yapmaya da gerek yok. Açıkça söyleyin kardeşim, komik değil işte film. Vasatın altında basit bir senaryo, basit bir kaç espri o kadar. Ha, filmin prodüksiyonuna diyecek yok, dekorlar harika, Zafer Algöz zaten filmin yıldızı (o da olmazsa ağlayacaktım sanırım, alkışlıyorum kendisini). Ama senaryoda iş yok. Çıkışta filmin hangi sahnesini en çok beğendin dediklerinde, “Jeneriğini beğendim en çok” dedim. Çok başarılı bir jenerikle giriş yapıyor film, ama bir iki atlama zıplama, iki istenmeyen tüy, bir iki Zafer Algöz performansı. Ama hepsi bu.
Cem Yılmaz’ın Herşey Çok Güzel Olacak isimli filminden sonraki tüm komedi filmleri absürt zaman ve mekanları içine alan filmler. Zaten Herşey Çok Güzel Olacak’taki doğallık ve kendiliğinden oluşan o çılgın atmosferin bir benzerine Hokkabaz’da tanık oldum, ancak GORA, AROG, YAHŞİ BATI isimli bu filmler biri gelecekte, biri tarih öncesi ve biri de yakın tarihte geçiyor ve toplam kalite noktasında sınıfta kalmışlar. G.O.R.A’yı da belki bir istisna yapabiliriz, emsali bir film olmadığından tamamen öne çıkmıştı ve komik gelmişti. Ancak şimdi izleseniz yine Yahşi Batı ile aynı seviyededir.
Küfür konusuna değinmiyorum. Çünkü filmde küfür öğelerini kaldırırsanız hiç birşekilde komedi olmayacağı ortada. Güldürsün ama küfürle güldürsün, ona da razıyım, sonuçta parasını ödemişim gitmişim. Fakat zaman zaman gülümsedim izlerken, sadece o kadar. Salondan da şöyle içten bir kahkaha duymadım.
Cem Yılmaz bence komik film çekmesin, trajikomik filmlere yönelsin (Bkz. Herşey Çok Güzel Olacak, Hokkabaz). Benzersiz zekasını daha çok dram, entrika, macera, aksiyon gibi noktalarda da yoğunlaştırabilir. Jerry Bruckheimer tarzı bir yapımcı da olabilir, illa ki kendinin oynamasına da gerek yok.
Geçen Hülya Avşar’ın programında Şafak Sezer’i izledim biraz. “Cem Yılmaz’ın filmi için yapılan reklam çalışmalarını diğer filmler için de yapmış olabilsek çoğu filmimiz başarılı olabilirdi. Cem Yılmaz filmlerinin tanıtımlarını yapmada çok başarılı” diyor. Haklı mı haklı. Reklam filmlerindeki başarısını Cem kendi filmleri için de gayet başarılı uyguluyor. Mesela Yahşi Batı’nın harbi kolası basbaya reklam işte.Eğer olayı bir pazarlama başarısı olarak ele alırsak Cem başarılı, ancak ürün için aynı şeyi söylemek zor.
Sevgili Cem Yılmaz benim bu “kral çıplak” yazımı ne kadar görür o bilinmez, veya birileri ona “kral çıplak aga!” der mi onu da bilemem. Bir Atilla Dorsay kadar sinema uzmanı da değilim, lakin komedinin ne olduğunu bilirim. Cem Yılmaz’ın filminde zeka dolu esprilere ne kadar güldüğümdür ölçü. Ve nedense ben gülemedim.
Umarım Cem Yılmaz, daha güzel başarılı yapımlara imza atar da, biz de tıpkı fragmanlardaki o kalın sesin söylediği gibi”ulan helal olsun, ne süper film yapmış!” diye övünürüz.
Son olarak belirtmeliyim ki, “atına çullanan kovboy” esprileriyle olmuyor bu iş. Daha fazlasına ihtiyaç var.

kral
12 Ocak 2010 / 12:39
yahu cem yılmaz drama bile yapsa daha basarılı olur bencede.yazar cok haklı.
Ekmeğini Taştan Çıkaran Adam
18 Ocak 2010 / 23:21
Ama nedense çok izlendi, ben de gittim, çok komik denilebilecek bir iki sahne dışında boşa gitmişim. En iyisi Avatar’a gitmekmiş. Film başlamadan önce gösterilen Recep İvedik 3’ün fragmanına bile millet daha çok güldü valla.
SirEvo
09 Mart 2010 / 21:30
Ben gayet beğendim. Ayı oğlu ayı Şahan’ın komedi diye ortaya çıkardığı saçmalıklardan kat kat iyiydi. :))
http://cineshoot.blogspot.com/2010/01/yahsi-bat-gora-arog_08.html
emrah
24 Mayıs 2010 / 22:36
kesinlikle haklı cem yılmazın basit ve ucuz laflarından insanların beyinleri artık çalışmaz oldu sulu sulu ilköğretim çocuklarının gülmeyeceği basit laflarla oyalayıp paranın gözüne vuruyor son derece itici bir tip ortalığa çıktı çıkalı bir sevemedim bir de gülemedim bu adama
süleyman
30 Nisan 2011 / 09:30
Ben bu yorumlara katılmıyorum. Çok güldüm, en çok da şerife güldüm zaten 😀