Spor
Hadi ama az kalmıştı 12 Dev Adam!
Türkiye Basketbol Millî Takımı haftasonu heyecandan bizi uykusuz bıraktı. Hadi be ama, hadi! At onu! 3’lük at! Yap şu sayıyı! Hadiii!
Türkiye Basketbol Millî Takımı haftasonu heyecandan bizi uykusuz bıraktı. Büyük bir heyecanla TV’lerimizin karşısına kurulduk ve Murat Murathanoğlu’nun kendinden geçercesine anlatımı ile hop oturup hop kalktık. Hadi be çocuklar dedik, alın şu finali! Hadi be ama, hadi! At onu! 3’lük at! Yap şu sayıyı!
Açıkçası basketbola çok meraklı olduğumu söyleyemem. Buna rağmen ilk kez bu turnuvada böylesine büyük bir heyecanla basketbolu bu kadar sevdiğimi fark ettim. Fakat o nasıl heyecan! Anlatmak zor!
Türkiye Milli Takımı 12 dev adamıyla zoru başarmış ve oynadığı gurup maçları da dahil 8 maçın tamamını kazanarak finale kadar gelmişti.Üstelik bu sene bu şampiyona Türkiye’de düzenleniyordu ve Türkiye’miz de son derece kusursuz bir şekilde bu organizasyonun üstesinden gelmişti.
İşin en özel tarafı, yakalandığı kanser hastalığı için tedavisini yarıda bırakarak büyük bir fedakarlık yapan ve Türk Millî Takımının başına geçen Bogdan Tanjevic’ti. Oyuncular bir yandan ülkeleri için, bir yandan da bu fedakar hoca için zoru başarmak üzere yola çıkmışlardı.
28 Ağustos 2010’da başlayan şampiyonada ilk önce Ankara’da Fildişi Sahilini yenerek yola koyulan millî takımımız, zorlu bir takım olan Rusya’yı elemiş, ardından ezelî rakibimiz Yunanistan’ı 11 farkla bertaraf etmiş, Porto Riko’yu 2 farkla yenmiş ve Çin gibi önemli bir takımı da 87-40 gibi ezici bir skorla saf dışı bırakarak guruplardan çıkmıştı.
5 Eylül’de Fransa’yı 18 farkla yenerek çeyrek finale yükselen millîlerimizin rakibi Slovenya idi. 95-68 skor ile Slovenya’ya sahayı dar eden millî takımımızı yarı finalde ciddi bir rakip bekliyordu: Sırbistan. Basketbol arenasında ön sıralarda mücadele eden bir takım olan Sırbistan bizim için hayli zorlu bir takımdı ve sevgili basınımıza göre bu takımı elememiz son derece güçtü, ayrıca yarı finale bile yükselmek bizim için şimdiye kadar elde edilmiş en büyük başarıydı. Olsun varsındı, bu kadarı da yeterdi.
Ancak Amerika’da soyadını ve ülkesini başarıyla temsil eden Kaptan Hidayet’in önderliğinde 12 dev adam öyle bir devleşti ki… Öyle bir maç izlediğimi hatırlamıyorum! Hadi be oğlum, at şu üçlüğü, yap şu smaç’ı! Başa baş, dişe diş gitti maç. Sırplar için de, bizim için de öyle zordu ki maç. NTV’nin deneyimli sunucusu Murat Murathanoğlu, bu tarihi anları anlatırken yerinde duramıyor, kaçan her basket için bizimle birlikte deliye dönüyordu. Son saniyeler yaklaştığında sadece 1 sayı gerideydik ve neredeyse umutlarımızı da kaybetmek üzereydik. Ancak son bir hücum yaptı 12 dev adam ve öyle bir sayı geldi ki, bizi maçın bitimine sadece yarım (sayıyla 0.5) saniye kala öne geçirmişti. Ve maç bittiğinde gülen, coşan, koşan, yerinde sığmayıp etrafına taşan, yarı finali büyük bir sevinçle aşan taraf biz olmuştuk. Helal olsun dedik, helal olsun Hido, helal olsun Kerem’ler, Sinan’lar, Ender’ler, Ömer’ler, Ersan’lar ve diğer kalbiyle oynayıp efsaneleşen büyük adamlar!
Ertesi gün gazeteler tam sayfa verdiler bu başarıyı. Haftasonu oynanan futbol maçları ikinci plana itilmişti mecburen.
Finalde rakip efsanevi NBA’in merkezi Amerika idi. Dev oyunculardan oluşan kadrosu ve isabetli atışlar yapan çok yetenekli oyuncuları ile karşılaşacağımız en zor rakip işte buydu.
Gerçekten çok zor oldu bizim için maç. Öne geçtiğimiz bir ara “acaba altın’ı biz alabilir miyiz?” diye düşünmeden edemedik, ne yazık ki gerçekten çok başarılı bir oyun çıkardı Amerika. Gerek savunması ve gerekse attığı basketlerle bizi geride bıraktılar ve kazanarak altın madalyayı aldılar.
Sonuçta birazcık üzülsek de, dünya ikincisi olmak bizim için büyük bir teselli oldu. Tüm millîlerimizi en içten duygularla kucakladık. Türkiye’de, kendi evimizde organize ettiğimiz bu büyük organizasyonun son anına, son dakikasına kadar bize büyük bir heyecan yaşattılar, bize gündemi unutturup güzel duygulara sürüklediler.
Ve biz de yenilgiyi hiç ama hiç umursamadık. Sadece büyük bir şevkle, büyük bir coşkuyla mücadele eden 12 dev adamı yüreğimize basıyoruz, onları sevgiyle kucaklıyoruz.
Teşekkürler 12 dev adam, teşekkürler Tanjevic, teşekkürler salonu dolduran ve Türkiye’nin her yerinden tek yürek bu güzide takımı destekleyen büyük insanlar…
Türkiye emin olun sizinle gerçekten gurur duyuyor!

Keremel
14 Eylül 2010 / 02:44
Gerçekten herşeyi anlatmışsınız.Yapabilecek yorum kalmadı sanırım.Sanki aynı heyecanı bir daha yaşadım.Elinize sağlık…
Berkan
14 Eylül 2010 / 02:48
Maalesef yenildik. Ama kazanan kalplerimiz oldu!
Arslan
14 Eylül 2010 / 02:49
Her zaman daha iyisi olsun istiyoruz ama elde ettiğimiz başarıda çok güzel. Son maç biraz üzüldük ama her şey çok güzeldi 🙂
Harun KILIÇ
14 Eylül 2010 / 10:37
12 Eylül 2010…
İhtilalin 30.yılı…
11 Eylül ün bir gün sonrası…
Tarihi referandum un tamda günü…
Final maçı,oyunun iki aktörü,TÜRKİYE ve ABD…
bu denklem çok ilginç geldi bana…