TV ve Sinema
Çakma Recep İvedik
Son zamanlarda Türk Malı gibi tuhaf bir isimle piyasaya çıkan bir dizi var. Hiç olmasa reklamını bile olsa kıyıdan köşeden izlemişsinizdir. Daha önce Memoli, Adanalı gibi facia ötesi dizilerde senarist olarak ismini gördüğümüz ve sinir krizleri geçirten senaryolarıyla tanıdığımız Tayfun Güneyer yazmış bunu da. Biraz evlenmiş ve iki çocuk sahibi olmuş Recep İvedik çakması, biraz yabancı Married with Children aparması, biraz ondan, biraz bundan alınıp servise sunulmuş, cümledeki her noktadan sonra kahkaha efekti ile “hadi gülün, gülün!” diye feryat eden dizicik olarak karşımıza çıkıyor.
Dizinin konusunun “mal” bir adamı anlattığı, bunun için de adının Türk “Mal”ı olduğu zaten gizlenmemiş. Şahan’ın Recep İvedik’le başlattığı seriye bir de şimdi Erman Kuzu katıldı. Sürekli osuran, geğiren, kaşınan, çoraplarıyla yatan iğrenç bir adamı anlatıyor dizi. Recep İvedik kopyası gibi konuşan tarzıyla yeni bir yaklaşım sunuyor diye beklemeyin, “N’oluyo ya, sen kimsin ya, nasıl ya, bi dakka bi dakka” replikleriyle harala gürele doldurulan dizide bir tek Recep İvedik’in “böhü hü hü” şeklindeki tipik gülmesi nedense atlanmış. Hadi bari onu da yapıvereydiniz, en azından Recep diye izlerdik.
İşin daha da garip tarafı oturdukları ev. Dizinin konsepti nasıldır, nasıl böyle olmuştur bilemeyiz, ama Married with Children dizisinden aşırma ev dekorasyonunun içine Türk MALı bir aileyi sığdırmaya çalışmışlar gibi görünüyor. O nasıl evdir öyle ki, memur bir adam öyle bir eve sahiptir? Hem de PTT’de memur olarak çalışıyor. Ev halkı zaten tam bir fecaat. Hangi Türk ailesinin ferdi, üstelik annesi, devamlı libido diye bir kelime kullanır ki?
Dizide espri düzeyi zaten yerlerde sürünüyor. Ayrıca komşular hiç rol kesemiyorlar. İzlerken Devin Özgür Çınar ha güldü ha gülecek, şimdi makaraları koyverecek diyorum. Ve iki komşu konuşurken öyle konuşuyorlar ki, -kaç kez aynı diyalogları dinledik maalesef- “efendim bir daha asla gelmez, kesin gelmez” diye teselliler veriliyor. O kadar eminiz ki, az sonra, ya da birazcık sonra kapı çalacaktır, komşular gelecektir.Ve beklediğimiz oluyor, kapı zili ötmeye başlıyor! Yani esprileri bayat olan dizide az sonra ne olacağını da tahmin etmek hiç de zor değil.
Show TV o kadar reklamını yaptı ki dizi izlenme paylarında önemli bir başarı elde etmiş. Zaten ben de Ezel’i izlerken arada izleme fırsatı buldum. Saba Tümer de buna istinaden, geçenlerde Şafak Sezer’le Tayfun Güneyer’i konuk etti. Tayfun Güneyer, dizinin başarısını (!) anlatırken, senaryoyu hemen yazdığı kısmı çıktı alıp direk Şafak Sezer’e verdiğini ve ezberlemesini söylediğini dile getirdi. Tamam da, çalakalem mi yazılıyor bu dizi acaba diye merak ettim. Ya da Tayfun Güneyer çok yetenekli (!) biri.
Aynı ya da benzer sahnelere sıkça rastlanan, basit ve belden aşağı espriler, iki ondan bir bundan karmasıyla üretilen, her tür kimlikten insana (bkz. özellikle eşcinsel çaycı) yer verilme telaşı güdülen, ne karakter, ne senaryo, ne mekan ve ne de kalite anlamında sınıfı geçememiş, sıradan bile diyemeyeceğimiz acınası bir dizi. Ama biliyorum ki, adamın elini silaha atarak düşmanı ile göz göze gelmesi gibi en sıradan sahnelerin bile dakikalarca yavaş çekim tekniğiyle gözümüze gözümüze sokulduğu ve zamana oynanan Adanalı gibi bir dizide Oktay Kaynarca’ya yazık olduktan sonra (her ne kadar farkında olmasa da) yine bir Tayfun Güneyer dizisi olan Türk Malında da Binnur Kaya’ya yazık olacak. Bir kaç espri için bence kariyerini mahvetmenin anlamı yok diye düşünüyorum.
Bilmiyorum, belki de siz seversiniz, tabi ben de saygı duyarım. Ama kalsın, ben almayayım.

kral
30 Mart 2010 / 15:28
şafak sezerın zaten nerde abuk sabuk sınema fılmı varsa göruyoruz ve dahası adam bu fılmlere komedı fılmı dıyor.ama bınnur kayaya cıdden yazık olacak.vavıende,babam ve oglumda,avrupa yakasında ne guzel ızlemıstık halbukı.yapma bunu bıze bınnur kaya.ender kadın komedı oyuncularındansın zaten.
Abdullah Tekin
30 Mart 2010 / 15:39
İlk bölümü izledim bu kadar salak bir komedi olamaz. Espriler çok bayat, kendi çaplarında yaptıkları sözde espriyi 3-4 kez tekrarlamışlar. Konu sabit. Şafak Sezer çakma İvedik olmuş bende böyle düşünmüştüm. Binnur Kaya’dan çok Devin Özgür Çınar’a üzülüyorum. Daha önce kaliteli dizilerde yer almış genç bir bayansın niye kendini böyle saçma bir diziye bulaşarak yaktın ki?
ziyade deniz
30 Mart 2010 / 15:51
Yapılabilecek en kötü şeylerin de sınırı yoktur en iyi şeylerin de. Hayal gücü sınır tanımaz derler ya aynı o şekilde işte. Nerdeee Yeşilçam Sineması nerde bunlar. O zamanki teknoloji şimdiki gibi olsaydı biz holywood la yarışıyor olurduk şimdi. O zaman bir şeyler yapmak isteyen yapımcı da oyuncu da yönetmen de sanat için yapıyordu her ne yapıyorsa. İstisnaları var tabi ki ama genel olarak böyleydi. Şimdi öyle mi? Gişe yapsın da, biraz para bıraksın da gerisi önemli değil.
Ama asıl kalitesizlik bu çalışmalarda, bunları ortaya koyanlarda değil ki. Bu film müsveddelerine gişe yaptıran biz izleyicilerde. Bu ülkede ibrahim tatlıses gibi maymundan bir dk sonra doğmuşa bile imparator deniyorsa varın gerisini siz düşünün artık. Adamların anırmalarını kasete çekseniz albüm diye satın alan halk olduktan sonra niye bu halkın ağzındaki peynir çalınmasın ki..
Mustafa Ülkü
30 Mart 2010 / 16:28
bu yazı içimde patlamaya hazırlanan eleştiri duygularıma tercüman oldu
Ürfet Demirtaş
30 Mart 2010 / 22:01
bu kadar rezil bi dizi görmedim,
gülmek için kendimi zorluyorum…. 🙂
kenzi mahfi
03 Nisan 2010 / 18:25
ya hakkaten sadece reklamına şahit olmama rağmen üzüyo türkçe gibi güzel bi dilin bu denli espri ismiyle anılan şeylerle kirlenmesi insanı rabbim kullarına espri anlayışı ihsan etsin….
mustafa
07 Mayıs 2010 / 12:41
ÇOK MİKEMMEL BİR FİLİM. DEĞİLMİ SİZCE?
cafer
17 Mayıs 2010 / 09:59
biz böyle reyting uğruna saçma sapan diziler filmler çekmeye devam edersek türk sinema sı bir yere gelemez geleceğide yok zaten
adamlar kafa patlatıyo izleyiciyi nasıl ekrana çekeriz diye bizimkiler kolayını bulmuş vur bel altına altına… bazı arkadaşlar beni eleştirir nezaman bi türk filmi izleyelim deseler ben karşı çıkarım neden çünkü kalite yok bizim filmlerde bunu bilir bunu söylerim.Kaliteli olanları da var onlarında haklarını yemeyelim.
zeynep
25 Mayıs 2010 / 16:04
ayyy yiter ya ayy ayakabların nakadan mikenmelll demi sevval