İnternet
Dijital Dünyanın Tehlikeleri
Dijital dünya, günümüz insanının hayatında muazzam bir yer kaplıyor. Acı bir gerçek ki, pek çoğumuz sabah kalkar kalkmaz telefonunu eline alıyor, ilk on beş dakikasını en sık kullandığı sosyal mecrada gezinerek geçiriyor. Neden bu kadar iç içeyiz telefonlarla ve bu sosyal mecralarla?
Dijital dünya, günümüz insanının hayatında muazzam bir yer kaplıyor. Acı bir gerçek ki, pek çoğumuz sabah kalkar kalkmaz telefonunu eline alıyor, ilk on beş dakikasını en sık kullandığı sosyal mecrada gezinerek geçiriyor. Neden bu kadar iç içeyiz telefonlarla ve bu sosyal mecralarla? Bu durum, toplumla bağlantımızın kesildiğini mi, yoksa toplum olarak teknolojide ilerlediğimizi mi gösteriyor?
Sosyal medya denilen mecralar, günümüzde kullanım oranlarının en yüksek olduğu dönemleri yaşıyor. Son birkaç yıldır da insanların hayatlarını neredeyse esir almış durumda. Bu teknolojiler üzerinden yapılan reklamlar, geleneksel pazarlamalardan daha güçlü ve etkili hale geldi. İnanması hiç de zor değil, çünkü günümüzün yarısından fazlasını telefonlarımızla baş başa geçirmiyor muyuz? Ne yazık ki, sosyal medya genç kuşağı manipüle etmenin ve yönlendirmenin en iyi yolu şu anda.
SOSYAL MEDYA NEDEN BU KADAR ETKİLİ?
Sosyal medyada paylaşılan bir şeyin erişebileceği kişi sayısı hayret verici seviyededir. Bir videonun veya viral olarak yayınlanan bir marka tanıtımının milyonlarca kişiye ulaşıyor olması, pazarlamacılar için artık gerçek bir rüyaya dönüşmüş durumda. Bu yüzden markaların şirketlerini sosyal medyada konumlandırırken çok önemli bir noktaya odaklanmaya başladı: Etkileşim. Müşterilerine hitap ederlerken, marka sadakatini teşvik etmek için onlarla etkileşime girme yolunu benimsediler.
Etkileşim neticesinde, markalar sizlere sorular sordular, hediyeler verdiler, anketler yaptılar, zevkinize ve beğeninize hitap eden, nefret ettiğiniz ve beğenmediğiniz konularda sizi tahrik eden içeriklerle kendilerine çektiler. Bir anda bir markanın yükseliş programının içinde yer aldığınızı belki fark bile etmediniz. Beğeniler yaptınız, yorumlar yazdınız; markanın sizin üzerinizden pek çok kimseye ulaşmasına aracılık ettiniz. Böylece şirketler, akıllıca manevralarla etkileşim kurarak satış yaptılar.
“Neden internet?” diye sorduğunuzda ise, cevabı yine istatistiklerde gizli: 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre ise, dünya genelinde 15 yaşın üzerinde alışveriş yapanların %75’inin internet üzerinden alışveriş yaptığı tespit edilmiş durumda. Günümüzde bu rakamın gittikçe yükseldiğini tahmin etmek zor değil. Bu ise, şirketlerin internet üzerinden satış yapmaya neden bu kadar önem verdiğini, çıtayı daha da yukarı taşımak için sosyal medyada neden bu kadar çabaladıklarını ortaya koymaktadır.
Neler Yapabiliriz?
- Sosyal medyada her gördüğünüzü gerçek sanmayın. Pek çok profil, resim, video ve haberin altında algı yönetimine yönelik manipülasyonlar olabilir.
- Milli ve dini duygularınızı suiistimal ederek sizi peşine takan pek çok sayfanın, belli bir takipçi sayısına ulaştıktan sonra ticari şirketler veya terör örgütleri tarafından satın alınarak kullanıldığının pek çok örneği olduğunu unutmayın.
- Sosyal medyada bütün bilgilerinizi paylaşmayın. Bunların başkaları tarafından görülebildiğini unutmayın.
- Çocuklarınızı sosyal medya ile başbaşa bırakmayın. Çocuğunuz kötü niyetli kişiler yüzünden zarar görebilir.
- Hangi sosyal medyada neden yer aldığınızın cevabını bilmiyorsanız bir kez daha düşünün. Aradığınız şeyi biliyorsanız, başka unsurların dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin, zamanınızın kıymetini iyi bilin.
VERİLERİMİZ NE KADAR GÜVENDE?
İnternetin sunduğu pozitif yönlerin yanı sıra elbette bir o kadar da dezavantajları ve olumsuz yönleri var. İnternet dünyası saldırı ve dolandırıcılıkların kol gezdiği, potansiyel tehlikeleri olan bir yerdir. Saldırıya uğrayan ve özel verileri çalınan şirketler hakkında her geçen gün bin bir türlü haberler geliyor. Dünyanın en iyi bilinen bir sağlık kurumundan meşhur bir medya kuruluşuna, bir alışveriş sitesinden bir iletişim şirketine kadar, yapılan dijital saldırılarla insanların finansal ve kişisel verileri risk altındadır.
Şirketler, bu verileri güvence altına almak ve korumak için bir çok uzmanla çalışırlar, ancak hacker’lar çok zekidir. Daha çok yakın bir zamanda İsviçre’nin en büyük telekomünikasyon operatörlerinden biri olan Swiscom’un 1 milyona yakın müşterisinin tüm bilgileri çalındı. Aynı şekilde Uber’in 2017 sonlarındaki çıkan bir habere göre 57 milyon kullanıcısının bilgilerinin çalındığı bildirilmişti. Siber saldırıların ciddi ve tehlikeli boyutlarını bir yana bırakırsak, neden devasa şirketler bu saldırılardan bir türlü başını kurtaramıyor, bunu sorgulamalıyız.
Büyük şirketlerin güvenliği hacker’lar tarafından sürekli olarak tehdit ediliyor. Verileri çalınan bazı büyük firmaların fidyeler ödeyerek verilerini geri aldığını da göz ardı etmemek gerekiyor, bunların çoğunu duymuyoruz bile. Ama neden onlar? Güvenlik sistemleri söz konusu verileri koruyamayacak kadar basit ve yetersiz midir dersiniz? İşin daha da şaşırtıcı yönü şu: Örneğin, bu tür bir olay sonrasında yakalan hacker’ların biri 15, ikisi 16 ve diğeri de 20 yaşındaydı. Bu dört hacker, 1.2 milyon müşterinin kişisel bilgilerine, banka hesap bilgilerine, kredi kartlarının ve banka kartlarının numaralarına erişebilmişti. Bu hacker’lar her ne kadar cezalandırılsa da, ertesi gün diğer hacker’ların saldırı yapmayacağı anlamına gelmiyor. Bu tür hadiseler her geçen artarak devam ediyor.
Bu durumda bize düşen, verilerimizi paylaşırken olabildiğince dikkatli olmak. İnternette önümüze çıkan her formu bütün detaylarına kadar sorgusuz sualsiz doldurmayın. “Ne olacak ki, ne yapabilirler ki?” diye düşünmeyin, en küçük bir bilginiz sayesinde bile, şifrenizi tahmin edebilirler, telefonunuzdaki mahrem bilgileri ele geçirebilirler, e-postalarınıza erişim sağlayabilirler.
Dijital Tehlikeler İçin Ne yapabiliriz?
- Bütün şifrelerinizi güvenli hale getirin. Bunun için küçük ve büyük harf, rakam ve diğer karakterlerden oluşturduğunuz kombinasyonları kullanabilirsiniz. Doğum gününüzü, yaşınızı, şehrinizi, kolaylıkla tahmin edilebilir bilgilerinizi şifre olarak kullanmayın. Her yerde aynı şifreyi kullanmayın.
- Alışveriş yaptığınız sitelere kredi kartlarınızı girerken tarayıcınızın adres kısmına dikkat edin. SSL güvenlik sertifikası olduğuna ve güvenli bir sayfada olduğunuza emin olun.
- Bilgilerinizi güvenmediğiniz ve bilmediğiniz ortamlarda paylaşırken dikkatli olun.
- Dosya indirir ve yüklerken, korsan olarak yüklememeye özen gösterin. Bilgisayarınıza sızan trojan ve virüsler vasıtasıyla hacker’lar bilgilerinizi ele geçirebilirler.
- Bilgilerinizin ve dokümanlarınızın mutlaka yedeğini alın. Şirket verilerinizin, sitenizdeki bilgilerin, sahip olduğunuz bütün dijital materyallerin yedeklerini almayı ihmal etmeyin. Bir gün çok geç olabilir.
KİMLİK AVI TEHLİKESİ
Günlük 156 milyon civarında kimlik avına yönelik e-postalar gönderiliyor. Bu da bize söz konusu saldırıların ve dolandırıcılık faaliyetlerinin tek hedefinin sadece şirketler değil, kişisel olarak herkes olduğunu gösteriyor. Üstelik kimlik avı saldırıları sadece e-postalarla sınırlı değil, kısa mesajlar, mesajlaşma uygulamaları, telefon görüşmeleri ve web sitelerinde karşılaştığınız pop-up’larla da mümkün. Bazı kimlik avına yönelik e-postalar, gerçek şirket e-postalarıyla neredeyse birebir aynı görünmesi nedeniyle çok tehlikelidir. Örneğin, telefon faturanızın ödenmeyen bakiyesiyle ilgili gönderilen bir e-postayı, telefon şirketinizin gönderebileceği gerçek bir e-postadan ayırt etmek neredeyse imkansız olabiliyor. E-postayı okur okumaz ödeme ayrıntıları için bağlantıyı tıklıyor ve istenilen kişisel bilgileri hemen giriyorsanız, geçmiş olsun. Böylesi durumlarda e-postanın hangi adresten gönderildiğine, sizi hangi adrese gönderdiğine dikkat etmeniz gerekiyor.
Neler Yapabilirsiniz?
- Hiç bir banka veya şirket size kişisel bilgi sormak için e-posta göndermez, mesaj atmaz. Bu şekilde gelen bilgileri tıklayarak verilerinizi kaybetmeyin.
- Faturanız veya alacağınız olduğuna dair bir e-posta almışsanız, bunu teyit etmeden kesinlikle tıklamayın ve tıkladıktan sonra gidip sizden istenen verileri kendi ellerinizle karşıya teslim etmeyin.
- Herhangi bir hesabınızın kapandığına veya kapanacağına dair tehditler içeren, şu kadar zamanda aşağıdaki linke tıklamazsanız bir takım yaptırımların olacağını belirten mesajlara dikkat edin. İnsanları eyleme yöneltmek için korku, tehdit ve güvenlik zafiyetlerinin kullanıldığını unutmayın.
ESAS TEHLİKE BAĞIMLILIK
Genel olarak değerlendirdiğimizde, dijital toplum olmak bizi birbirimizden daha fazla kopardı ve internete bağımlı hale getirdi. Gerçek hayatta kişisel ve mahrem görünen pek çok bilgi, internet dünyasına girdiğimizde herkesin ulaşabileceği şekilde yer almaya başladı. Pek çok genç insan, kendileri gibi düşünen pek çok kişiyle birlikte sosyal medya platformlarında kendilerini ifade etme yolunu seçtiler.
Evet ama, internete gerçekten ne kadar güvenebiliriz? Güvenlik ve gizlilik meseleleri devamlı karşımıza çıkarak bir probleme dönüşmeye başladı. Çoğu insan bir sosyal medya sitesine kayıt olurken hangi bilgilerinin diğer insanlarla paylaşıldığını bilmiyor. Siber saldırılar ise bu büyük ölçekli platformların güvenlik sistemlerini atlatmak için sürekli artıyor. Bu da bizi şu soruyu sormaya sevk ediyor: Dijital bir toplum için fayda olarak gördüğümüz unsurlar, telafisi güç tehlikelere mi yol açıyor?
Sian Woods‘un The Dangers of Digital başlıklı yazısını çevirerek yararlandım.

Pingback: Hikâye'ye Sığdırılan Hayatlar (Story) - Siraceddin El