SOSYAL AĞLAR

Sen Yeter ki Siteyi Yap, Ziyaretçiler Akın Akın Gelecek!

Web Tasarım

Sen Yeter ki Siteyi Yap, Ziyaretçiler Akın Akın Gelecek!

Bir web sitesi için, “Sen yeter ki siteyi yap, ziyaretçiler akın akın gelecek” günleri sona erdi. Çünkü bir web sitesini yayına almak eskisi gibi çok zorlu uğraşlar gerektirmiyor, çok daha kolay hale geldi. Bu da, her ne tür site yaparsanız yapın, emsallerinizden farklı bir şeyler yapmaya ve daha fazla çalışmaya mecbursunuz anlamına geliyor.

Evet, asıl iş zaten yayına aldıktan sonra başlıyor: Trafik almak, daha çok ziyaret edilmek, daha çok kişiye ulaşmak.

Peki bütün bunlar nasıl olacak?

İlk adım olarak, hitap etmek istediğiniz kitleniz hakkında düşünmeye başlamanız gerekiyor. Bu yüzden kullanıcı dostu bir site hazırlamış olmanız çok önemli.

İnsanlar sitenize geldiklerinde ihtiyaç duydukları bilgileri sağlamanız ve onların görsel ilgilerini yakalamanız gerekiyor. Yani bilgi ve ilgi üzerine odaklanmalısınız.

Sonrasında, insanların dikkatini çekmeniz için pazarlama yapmalısınız. Bu işin en büyük kısmı bu ve doğru yaptığınız zaman son derece müthiş bir geri dönüş almanız hiç de zor değil.

İnsanlara Aradıkları Şeyleri Sunun

Diyelim ki, niş (rakibi az, yeni, özel) bir konuda bir web siteniz var. Hemen düşünün:

  • Hedef kitleniz olan insanlar öncelikli olarak neyin peşindeler?
  • Hangi web siteleri için alternatif olmaya çalışıyorsunuz?

Burada açıkça bir rekabet olduğunun farkındaysanız -değilseniz geçmiş olsun-, sitenizi bu rekabette daha farklı konumlandırabilmek için neler yapabileceğinizi düşünün. O alanda en iyi kaynak siz olmayı nasıl başarırsınız, mutlaka buna yoğunlaşın. Diyelim ki,  insanlar yemek tarifi için sitenize geliyorlarsa, balık yemleriyle ilgili alakalı içeriklere onları yönlendirmeyin.

Sitenizi hazırlarken veya tasarımınızı yaparken arama motorlarına uygunluğunu düşünerek hazırlayın. Tasarımınızın SEO‘yu etkilediğini bilmenizde fayda var. Sitenizin hızlı yüklenmesi için temiz kodlanmış olması ve resimlerin optimize edilmiş olması gerekiyor. Ancak bu da yeterli değil, sitenizin responsive olması çok önemli bir şart. Siteniz ekran boyutlarından bağımsız olarak görüntülenebilmeli. Mobilde, tablette, laptopta vs.

Sitenizin içeriğini ve tasarımını oluştururken SEO‘yu dikkate almadan hazırlarsanız, sadece organik trafikle yetinmek zorunda kalırsınız. Bu da yüksek ziyaretçilere asla ulaşamazsınız demektir. Bugün Facebook’a bile girerken önce Google’a Facebook yazarak giren bir millet olduğumuzu unutmayın.  Evet, SEO bir gecede öğrenemeyeceğiniz kadar yoğun bir süreç gerektirir, ancak doğru araçları kullanarak, biraz bilgi ve özveriyle projenizin ilk pazarlama aşamalarında çok güzel sonuçlar alabilirsiniz.

Kullanıcı Dostu Bir Siteniz Olsun

Güzel çalışıyor ve iyi görünüyor dediğiniz ne varsa bir kenara koyun ve kendinizi hedef kitlenizin kollarına bırakın. Öyle bir web sitesi oluşturun ki, navigasyonu kolay olsun, renk seçimleri ile gözü yormasın. Fontlar, yazı boyutları, genel tasarım yapısı sade olsun.

Adobe’ye göre, içerik ve site düzensiz ise, insanların %39’u siteyle alakasını kesiyor ve yine başka bir araştırmaya göre, insanların %44’ü iletişim bilgisi veya telefon numarası olmayan kurumsal sitelere bir daha uğramıyor.

Kullanıcı dostu bir site deyince aklınıza şunlar gelsin:

  • Mobil cihazlara uygun yapılandırılmış bir tasarım (responsive)
  • Arama kutusu ile temiz bir navigasyon
  • Taranabilir, dolaşılabilir içerik yapısı,
  • Grid yapısına uygun bir düzen,
  • F-Pattern Düzeni  – bu, insanların bilgisayar ekranına bakarken göz gezdirmelerini dikkate alarak hazırladığınız bir tasarım yapısıdır. Ne olduğunu anlamak isteyenler şurdaki derse bir göz atabilirler.

Görsellere Dikkat!

Sitenizde kullandığınız görseller insanların dikkatini çekmenin en önemli parçasıdır. Temel olarak sadece resim kullanmak bile yeterli olsa da, görsel unsurlarla daha fazla ilgi çekebilirsiniz.

Hele söz konusu ürünleriniz ise, yüksek kaliteli resimler kullanmaya önem vermelisiniz. Ürün tanıtımlarınızda, blog yazılarınızda mümkünse videolar kullanmanız markanıza ciddi bir ivme kazandıracaktır. İçeriğiniz için uygunsa testler, oyunlar, anketler gibi unsurlar da ekleyebilirsiniz. Bu tür şeyler görsel olarak ilgi çekmekle kalmaz, aktif katılım da sağladığı için sitenize ciddi seviyede ziyaretçi kazandırır. Onedio.com bu konuda hayli başarılı.

Kitlenizin görmek isteyeceği ve seveceği verileri ara sıra ilgi çekici infografiklerle sunmak da çok güzel bir seçenek diyebilirim.

Pazarlama, Tanıtım, Pazarlama

Web siteniz tasarım, işlevsellik ve içerik olarak iyi bir seviyeye ulaşmışsa, artık hedef kitlenize bu siteyi tanıtmanın zamanı gelmiş demektir. Sitenizi arkadaşlarınızla paylaşmanız, sosyal medyadan linkler yazıp duyurular yapmanız kısmını geçiniz, ben bunların dışında sitenizi tanıtıp pazarlayabileceğiniz yollardan bahsediyorum.

Peki bu yollar neler? Bakalım.

  • Sosyal Medya Reklamları: Facebook, Youtube, Instagram, Twitter, Pinterest ve Linkedin’in hepsinin kendi reklam platformları var. Takipçilerinizin sayısını artırmak, tanıtımlar yapmak veya web sitenize doğrudan trafik sağlamak için bu mecraları kullanmalısınız. Web sitenize zaten girip çıkan kişileri hedefleyeceğiniz seçenekler bile sunduklarını unutmayın.
  • Tıklama Başına Ödeme Yapabileceğiniz Reklamlar: Google Adwords ve Yandex Direct gibi platformları kullanarak arama sonuçlarında en üst sırada sitenizi konumlandırarak web sitenize trafik sağlayabilirsiniz. Organik ziyaretçi sayısı artana kadar ciddi katkı sağlayacaktır.
  • Basın Bülteni: Sitenizde, sitenizi, hizmetlerinizi veya ürünlerinizi tanıtan bir basın bülteni olması ideal bir fikir. Haberinizi yapmak isteyen biri olursa yararlanabileceği kaynaklar burdan mutlaka ulaşılabilir olmalı: Bülten, görseller, logolar vs.
  • Sosyal Medya Grupları: Kitlenizin yer aldığı sosyal medya gruplarına katılım sağlayın. Tabi ki kendi reklamınızı yapıp durmayın, ancak diğer üyelerle gerçekten bağlantı kurmaya çalışın. Mesela benim şahsen takip ettiğim bazı özel Facebook grupları var; hem etrafımda olup biten bilişimle ilgili projelerden haberdar olabiliyor, hem de kendi proje veya fikirlerimi paylaştığımda güzel geri dönüşler alabiliyorum.
  • Blog: Web sitenizin bir blogu olsun. Mümkünse benzeri web sitelerinin bloglarına konuk olup yazılar yazın.  Korkmayın, siz yine kazanan olursunuz. Buna ilaveten, işinizle alakalı farklı sitelerdeki blog yazılarının altına bilgi veren ve faydalı yorumlar yapın.
  • Mailing: E-mail pazarlamasına yatırım yapın. Ancak bunu yaparken kendi alanınızla ilgili kişilere (özellikle üyelerinize) mail gönderin.

Kullanılabilirlik Testleri

Eğer web sitenizin değerine inanıyorsanız, kullanılabilirlik testlerine yatırım yapmayı düşünebilirsiniz. Kullanılabilirlik test hizmetleri, sitenize gelen kullanıcıların web sitenizi nasıl kullandığını (veya nasıl kullanamadığını) görmenizi sağlar. Böylelikle işleri daha kolaylaştırarak insanların sorunsuz kullanabilecekleri bir web sitesi hazırlamanıza imkan verir.

Bu konuda şu kaynaklar size güzel fikirler verecektir, çünkü bu konu bambaşka bir yazı konusu.

İlave: Bir de bu şöyle bir eğitime denk geldim. Fiyatı bireysele göre yüksek olsa da değerlendirmek isteyen değerlendirebilir.

Yazının hazırlanmasında Vitaliy Kolos‘un makalesinden çeviriler yapılmıştır. Bu yazı ilk önce Sanalkurs.net’te yayınlanmıştır.

 

Okumaya Devam Et
2 Yorum

  1. Cüneyt Efe Özar

    08 Aralık 2016 / 16:58

    Teşekkürler.

  2. Pingback: Web Tasarımcılar, Yalnız Olmayın! - Siraceddin El

Sen de Fikrini Paylaş

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha İlginç Yazılar: Web Tasarım

Sirac El

1999 yılından bu yana web tasarımcı olarak yurt içinde ve yurt dışında pek çok projede yer aldım. 2002 yılında Sanalkurs.net'i ve 2013 yılında da Etkinlik.com.tr'yi kuran ekibin bir parçası oldum. Girişimci, tasarımcı ve eğitmen olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Daha Fazla...

Öne Çıkanlar

YUKARI