SOSYAL AĞLAR

Tam da web tasarımı yapacaktım!

Web Tasarım

Tam da web tasarımı yapacaktım!

website-design[1]Kendinizde biraz yaratıcılık duygusu hissettiniz, yani ilham geldi, bir oturdunuz mu bomba gibi bir tasarım yapabileceğinizi düşünüyorsunuz. Öyle olmasına öyle ama, iş uygulamaya geldiği zaman zannettiğiniz kadar kolay değil. Öyleyse ne tür bir yöntem izlemeniz gerektiğine dair anekdotlardan oluşan bu maddelere birlikte göz atmaya ne dersiniz?

1. Haydi başlayalım

Nerede nasıl başlıyoruz peki? Bilgisayarınızın başına gidip oturup o bomba gibi tasarımınıza hemen başlamak niyetindesiniz ama eğer siz de benim gibiyseniz, iş, aile, arkadaşlar ve günlük sıradan işler sık sık yaratıcı yönünüz için engel teşkil edecektir. Bu durumda nasıl hareket etmeli peki? Bana sorarsanız, her zaman elinizin altında bir karalama defteri veya not defteri bulundurmanız en iyisi. Aklınıza gelen en ufak bir düşünceyi bile kabataslak olarak kâğıda aktarmak çok iyi bir fikirdir. Rasgele çizebilirsiniz de. Diyelim ki bir arkadaşınızla konuşuyorsunuz, onun anlattığı şeyler ve kullandığı kelimeler size bir anda çok ilginç bir fikir verdi. Daha sonra geliştirmek ve üzerinde düşünmek üzere onu hemen not defterinize kaydedin veya çizin. Tam uyuduğunuz bir esnada da aklınıza şahane bir fikir gelebilir. Onu kâğıda aktarmak istersiniz, ama vücudunuz o kadar ağırdır ki, yerinizden kalkmak ölüm gibi gelebilir. Bu durumda ya bu fikir sabaha kadar uçarsa? İşte her zaman yatağınızın yanında bile kâğıt kalem bulundurmanız, eğer işinize önem veren biri iseniz çok önemlidir.

Diğer bir nokta fotoğraf makinenizin veya kameranızın olmasıdır. Gerçi artık bunlar cep telefonlarına bile girdiğine göre, gidip özel bir makine aramaya herhalde lüzum yok. Ancak kaliteli bir fotoğraf makinesinin cep telefonları ile yine de kıyaslanmayacağı ortada. Bu nedenle farklı bir mekâna giderken fotoğraf makinenizi de götürmek çok işinize yarayacaktır. İş yerinizde, eve dönüş yolunda ve herhangi bir alışveriş ortamında rasgele görüntüler yakalayın. Ara Güler gibi eşi benzeri olmayan kareler yakalamanız gerekmiyor. Bazen kazara çektiğiniz flu bir görüntü bile sizin zihninizde yeni şekiller oluşturabilir. Daha da ilerledikçe çok eğlendiğinizi göreceksiniz. Ama sonuç hepsinden daha zevkli olacaktır.

Bu notları, kabataslak çizimleri ve fotoğrafları kullanmak sizin yararınıza olacaktır. İyi bir fikir bulursanız peşini bırakmayın, izini kesinlikle kaybetmeyin. Not aldığınız her ilginç fikir, tasarım esnasında aklınıza daha değişik fikirler de getirecektir, bunu unutmayın.

2. Kafa yoracak bir şeyiniz var mı?

Üzerinde durmak istediğim bir diğer konu da anlamsız grafikler oluşturmaktır. Yani bir resim üzerinde çalışmaya başladığım zaman bu resmin bir mesajı ya da bir konusu olup olmadığı konusunda kafa yorarım. Kafanızda bir senaryo oluşturmaya çalışmak en mantıklısıdır. Mesela benim unutamadığım bir film senaryosu olayı vardır:

Film ekibi toplanmış, nasıl bir film yapalım diye düşünüyorlar, senaryo hazırlama aşaması… Biri ortaya bir cümle atıyor: “Bir kadın raylara bakıyor” diyor. “Nasıl bakıyor?” “Dikkatle.”

“İntihar mı edecek?” “Düşünüyor.” Meğer pusuda bekleyen yüzlerce soru varmış: “Kim bu kadın? Yaşı kaç? Neden intiharı düşünüyor? Nasıl bir kişilik kalabalık bir istasyonda raylara kendisini atmayı düşünür? Bu tür bir intihar biçimi nasıl bir mesaj içerir?” “Mesaj mı? Kime?” “Kocasına.” “Anlar mı?” Bu kez benzeri sorular kocası için sorulur, yanıtlar bulundukça, kıvılcımı yaratan öncül motifin arkasında yatan gerçeklik kıvranmaya başlar, film öyküsünün ucu görünür: tren yolculuğuna başlanır. Sonra bu macera bir kadınla oğlu arasındaki ilişkiyi eksen alan bir öyküye varır. Bittiğinde, her şeyi başlatan sahne, hikâyede yoktur. Ama asıl nokta şu: Raylara o biçimde bakabilecek bir kadının öyküsüdür bu. Bir resimden çıkılmış ve ruhen o resme sadık kalınmıştır.

İşte bunun için bilgisayar ekranının tam karşısında öylece oturup Photoshop’ta boş bir tual üzerinde çalışmaya başlamak yerine olaya direk girmek en iyisidir. Açın bir resim, açın bir çalışma, kendi kendinize bir tema ile uğraşın, belki notlarınızdan biri de size bu konuda yardımcı olacaktır. Bir fikir olmaksızın başladığım zaman, arşivimdeki resimlere bir göz atarım, ya da önceki çalışmalarımı bir gözden geçiririm, sıkıntıya girmeye değer bir şeyle de nadiren karşılaşırım. İlerlemek için en iyi yol, fikirlerden birini oluşturmaya bir an önce başlamaktır.

3. Müzikteki güç

Belki bu fikrime katılmayanlar olabilir ama bence müzik büyük bir ilham kaynağıdır. Bir şarkının ille de sözlerini anlamaya gerek yok, önemli olan müziğin o an verdiği ruh halidir. Müzikle içinizde gömülmüş olan duygu ve düşünceler dışına yansıyacaktır. Bunu yaratıcı bir avantaj olarak kullanabilirsiniz. Ancak müzik dediğimiz zaman kafa yorucu, baştan çıkarıcı, çok hareketli veya arabesk müzikleri kastetmiyoruz. Müzik size sadece yalnız olduğunuzu unutturacak nispette olmalı. Adeta sırtınızı sıvazlıyormuş hissi vermeli.

Ancak sürekli aynı müzikleri de dinlemeyin. Yeni müzikler dinlemeye çalışın, farklı ülkelerin müziklerini de dinlemeniz olaya ayrı bir güzellik katacaktır. Normalde pas geçtiğim ama sonradan dinlediğim bazı müziklerin beni şaşırttığı olmuştur. Mesela, Kitaro, Enigma, Enya, Yanni, Era, Jean Michel Jarre, John Powell, Trevor Rabin, Hans Zimmer gibi besteciler size ilham verecek müzikleri sunan en büyük müzik duayenlerdir.

4.Araştırmak.

Tasarım dünyasındaki diğer çalışmaları keşfe çıkın. Keşfettiğiniz yeni çalışmalar vasıtası ile ilham dünyanıza yaratıcı yeni kaynaklar eklenecektir. İnternetten web tasarım işini yapan yerli ve yabancı kimselerin çalışmalarını inceleyin. Nasıl bir kompozisyon oluşturmuşlar, renk kombinasyonunu nasıl uygulamışlar, hangi tarz konulara hangi stilleri kullanmışlar? Örneğin, oluşturdukları çalışmaları insanlarla paylaşanların bir araya geldiği pek çok site vardır. Deviant Art, GFX Artist, CG Channel gibi grafikle ilgili her tür çalışmayı paylaşabileceğiniz sitelerin yanı sıra, ödül alan birçok sitenin yer aldığı, kategorilerine göre sınıflandırıldığı birçok site var. Bu çalışmaları sıkı sıkı takip edin, gerekirse yorumlarınızı dile getirin, etkileşim kurun, siz de tasarımlarınızı onlarla paylaşın.

Ben bir tasarıma başlamadan önce sıkı bir araştırmaya girerim, yüzlerce çalışmayı incelerim, konumdaki genel yapıları tespit ederim, tasarımlardaki farklılıkları ve önemli noktaları belirlerim, kullanılan tarzı yakından incelerim, sonra da çalışmaya başlarım. Ara yüz oluştururken böyle bir araştırmanın çok büyük faydası olur. Çünkü teknik kolaylıklar da çok hızlı ilerliyor. Ola ki sizin saatlerce uğraştığınız bir konuda biri çok basit bir yöntem geliştirmiş olabilir. Bunun için gözlerinizi açık tutmanız gerekiyor, tabii zihninizi de.

5. Çevre.

Biraz değişiklik yapın. Yürüyüş yapın. Bir çiçekçi dükkânını, köpek kedi satan bir yeri ziyaret edin. Günlük yaptığınız sıradan alışkanlıklarınızı değiştirin. Etrafınıza “bakın”. Sanatçı insanlar dünyaya diğer insanlardan daha farklı gözlerle bakarlar. O zaman sizin de bir tasarımcı olarak mümkün olduğu kadar farklı bir bakış açısına sahip olmanız kaçınılmazdır. Sürekli aynı düşünce tarzı ile hareket eden insanlar farklı çalışmalar ortaya koyamazlar. Sadece tanıdıklarınızla değil, tanımadığınız insanlarla da konuşun. Tasarım yaptığınız konudaki bakış açısını sorun. Çoğu kez yeni fikirler konuştuğunuz esnada aklınıza gelir, bazen de akşam yürüyüşe çıktığınızda. Benim bir araçta giderken dışarıyı seyretme esnasında aklıma çok değişik fikirler gelir mesela. Akıp giden ağaçlar, hızla kaybolan yol, insanlar, binalar, bulutlar ve zaman. Bunların hepsi bir şekil olup birleşirler ve zihnimin bir köşesinde diyalog başlar. Bilgisayarın başına oturur oturmaz ben bu diyalogu aktarmaya başlarım. Sonra aslında başlangıçtan farklı olarak çok değişik çalışmalar çıkar ortaya.

Çevreniz sizin için farklı bir dünyadır, özel bir bakış açısıdır. Bu nedenle çevre faktörünü unutmayın.

6. Herkesi memnun etmekten vazgeçin.

İşte bu imkânsızdır. Ne kadar çabalarsanız çabalayın, bütün herkesi memnun etmeniz asla mümkün değildir. Herkesin hayal gücü oranında beğenme yetisi vardır. Siz kim için tasarım yapacaksınız o zaman? Eğer iş kişisel bir işse ve sonuç sizi memnun ediyorsa bunda sorun yok. Başkaları beğenmeseler bile sonuçta siz onu beğeniyorsunuz. Ama eğer iş bir müşterinizin işi ise, sizin düşünceleriniz değil, onların düşünceleri daha ön planda olacaktır. Siz mükemmel bir tasarım ortaya koysanız bile mutlaka eksik bulacaklardır, hiç eksik bulunmasa bile size neden bu kadar kusursuz bir tasarım yaptığınızın hesabını soracaklardır. Herkes bir şeyler söyleyecektir, bu durumda onların söyledikleri sizi üzmesin, bunları kafanıza pek takmayın. Örneğin, diyelim ki, çalışmanızı bir yere gönderdiniz ve biri tamamen olumsuz şeyler söyledi. Bazı insanların negatif enerji depoları olduğunu ve çocukça davranabileceklerini aklınızdan çıkarmayın. Bu tip insanlar genelde “Bunu yapmakta ne varmış, ben bile yaparım, şurası böyle olmuş, sen bu işi bilmiyorsun, hiç beğenmedim” gibi kıskançlık krizleri içeren cümleler kurarlar. Bunlara takılıp kalmanızı önermem.

Siz bütün dikkatinizi yapıcı eleştirilere yöneltin ve bunlara önem verin. Sanat özneldir, herkesin aynı şekilde anlaması gerekmez. Bununla birlikte iyi niyetli önerileri dikkate almanız, samimi bir şekilde ifade edilen eleştirilere önem vermeniz, amacınıza nasıl ulaşabileceğinizi kendi kendinize sormanız, tabiri caizse kendi kendinizi de eleştirmeniz lazım.

7. Biraz ara verin.

Bankaların ifadesi ile 7/24, yani 7 gün 24 saat tasarım yapamazsınız. İnanın bana, böyle yaparsanız düşündüğünüzden daha hızlı bir şekilde mahvolacaksınız. Hayattan zevk almaya bakın ve hayatınızı Photoshop’a göre planlamayın. Photoshop benim için bir hobiden biraz fazlasıdır, ama eğer tasarım yapmak sizin için de öyle ise, zamanınızın büyük bir bölümünü ona ayıracağınızda kuşku yoktur. Ancak bazıları için hayat artık tasarım yaptığı program haline gelmiştir, onlar gözleri ekrana saplanmış, bir saniye bile rotasını şaşırmadan ilerleyen gemi gibidirler. Ama Titanic bile battığına göre bu arkadaşların biraz daha dikkatli olmalarında fayda var. Gerektiğinde uyuyun, gerektiğinde gezin, arkadaşlarınıza zaman ayırın, yeni ortamlar oluşturun, hatta alın alet edevatınızı seyahate çıkın. Çünkü tasarım size sonuçta bir şeyler kazandıracaktır mutlaka ama her şeyinizi de bu uğurda kaybetmeniz gerekmez.

Yukarıda ifade ettiğim düşüncelerin tasarım sürecinde umarım size bir katkısı olur. Elbette bazı bakış açıları farklıdır, benim için öyle olan sizin için öyle olmayabilir. Ama sonuçta faydalı olacağına inanıyorum.

Okumaya Devam Et
3 Yorum

  1. Hasan

    29 Nisan 2011 / 15:51

    Evet, tecrübenizi daha paylaşmanız bizlere çok şey katmakta. Teşekkürler… Yazılarınızı sohbet havasında yazmanız çok güzel. Yalnız bu yazıdaki 2. şıkta “bir şeyler” aslında belirsizlik ifade ettiği için ve zamir olduğu için “birşeyler” diye yazılmalı eğer yanılmıyorsam.

  2. Şiranlı Hasan

    06 Ocak 2012 / 16:46

    Bu saatten sonra bende sizin bu güzel sitenizi olabildiğince yakından takip edeceğim…

    herşey için şimdiden teşşekürler…

  3. ekrem

    08 Haziran 2012 / 08:50

    Teşekkürler 🙂 Aklıma Binlerce Fikir Geliyor Ama Ben Çalışırken Çok Bunalıyorum 🙁

Sen de Fikrini Paylaş

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha İlginç Yazılar: Web Tasarım

Sirac El

1999 yılından bu yana web tasarımcı olarak yurt içinde ve yurt dışında pek çok projede yer aldım. 2002 yılında Sanalkurs.net'i ve 2013 yılında da Etkinlik.com.tr'yi kuran ekibin bir parçası oldum. Girişimci, tasarımcı ve eğitmen olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Daha Fazla...

Öne Çıkanlar

YUKARI